![MESLEK HASTALIĞI](https://www.alpaguhukuk.com/wp-content/uploads/2022/09/accident-5924724-scaled.jpg)
Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir. (Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu md.14)
İşverenin meslek hastalığından kaynaklanan tazminat sorumluluğunun koşulları; eylem, zarar, uygun illiyet, kusur ve hukuka aykırılıktır. Bir hastalığın meslek hastalığı olarak nitelendirilip tazminat davasına konu edilebilmesi için hastalığın işçinin yürüttüğü iş sebebi ile ortaya çıkması, hastalığın ani ve tesadüfi gelişen olaylar neticesinde değil devamlılık arz eden çalışma sürecinde ortaya çıkması, hastalık sebebi ile işçinin bedensel veya ruhsal açıdan etkileyerek bir engelliliğe yol açması ve son olarak hastalığın Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Yönetmeliği ve Tüzüğü’nde yer alan hastalıklardan olması gerekir.
Konu ile ilgili emsal teşkil eden Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 27.03.2019 tarihli, 2016/14860 Esas ve 2019/2891 sayılı ilamı şu şekildedir; “Bir olayın kanuni anlamda meslek hastalığı sayılabilmesi için tek başına hastalığın ya da bedensel veya ruhsal engellik halinin varlığı yeterli değildir. Meydana gelen hastalığın görülen işle uygun illiyet bağı içinde bulunması gerekir.
Sorumluluğun belirlenmesinde fiille sonuç arasında bulunması gereken uygun illiyet bağı kurulamaz ya da kesilir ise borçlu sonuçtan sorumlu tutulamaz. İlliyet bağını kesen sebepler başlıca üç tanedir: Mücbir sebep, zarar görenin kusuru ve üçüncü kişinin kusuru. Kaçınılmazlık da uygun illiyet bağını kesen sebeplerden en önemli olup mücbir sebebin bir unsurudur. Meslek hastalığının meydana gelmesinde işverenin sorumluluğu kapsamında, dış etkenler, kötü rastlantılar, teknik arıza, beklenmeyen hal sorumluluğa etkilidir.
Sonuç itibariyle sigortalıda meslek hastalığının ortaya çıkması hâlinde işverenin mevzuatta belirtilen yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin, gerekli özeni gösterip göstermediğinin ve kaçınılmazlığın etkisinin titizlikle araştırılarak ortaya konulması gerekmektedir.”
Hangi hastalıkların meslek hastalığı sayılacağı Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nün 5. maddesinde ana başlıklar halinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre; Baş arızaları (kafa kemikleri, nöroloji, nöröşirürji, psikiatri arıza ve hastalıkları), göz arızaları, kulak arızaları, yüz arızaları, boyun arızaları, göğüs hastalıkları, omuz ve kol arızaları, el bileği ve el arızaları, el parmakları arızaları, omurga arızaları, karın hastalık ve arızaları, pelvis ve alt ekstremite arızaları, endokrin, metabolizma, kollagen doku, periferik damar hastalıkları, hematolojik ve romotoid hastalıkları ve deri arızaları ve yanıkları meslek hastalığı olarak değerlendirilecektir.
Meslek hastalığı;
a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usûlüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi,
b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilir.
MESLEK HASTALIĞINDAN DOĞAN TAZMİNAT
Tazminat, bir zarar karşılığında, meydana gelen zararın karşılanması amacıyla ödenen para olarak tanımlanmaktadır.
MADDİ TAZMİNAT
Maddi tazminatta ki amaç, hastalık olmasaydı işçi hangi maddi durumda olacaksa o durumun oluşmasını sağlamaktır. Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi, meslek hastalığı sonucunda işçinin bedensel zarara uğraması durumunda işverenden talep edilebilecek zararlar şu şekilde belirlenmiştir:
– Tedavi giderleri
– Kazanç kaybı
– Çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar
– Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Maddi tazminat tutarının belirlenmesi için işçinin ücretinin, işçinin işinde çalışabilme gücünün devam süresinin, iş göremezlik oranının ve İşçi ve işverenin kusur oranının saptanması gerekmektedir.
Meslek hastalığı sonucu işçi yaşamını kaybetmişse, işçinin bakımını sağladığı yakınları ondan olan desteklerini yitirdikleri için destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Bu tazminatta ki amaç, işçinin destek sağladığı yakınının melek hastalığı sonucu ölüm meydana gelmeseydi destekten ne kadar yardım alacak ise o karşılanmasıdır.
MANEVİ TAZMİNAT
İşçi maddi tazminatın yanı sıra meslek hastalığı sebebi ile yaşamış olduğu bedensel veya ruhsal acı, elem ve ıstıraba karşılık uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak talep edebilir.
Manevi tazminat talep hakkı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde “Hâkim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İşçinin ailesi işçi hayatta iken bu tazminatı talep edemez. Ancak işçi sağken dava açıp sonra vefat etmişse aile bu davayı devam ettirme hakkına sahiptir.