Tanıma ve tenfiz davası, yabancı bir ülke mahkemesi tarafından verilmiş bir hükmün Türkiye’de geçerli olabilmesi için açılan bir dava olup, yabancı ülkelerde verilmiş hükümlerin Türkiye’de geçerliliğini sağlamak amacıyla açılır.
Tanıma davası, yabancı bir ülkede verilen mahkeme kararının kesin hüküm veya kesin delil olarak kabul edilmesini sağlamaya yönelik açılan dava türüdür. Tanıma davasından farklı olarak tenfiz davasında kararda icraî nitelikli hüküm bulunmaktadır. İş bu icrai nitelikli hükmün Türkiye’de de geçerli olmasını sağlamak için tenfiz davası açılmalıdır.
Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme Asliye Mahkemesi’dir. Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilecektir.
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 54. Madddesinde “Tenfiz Şartları” düzenlenmiştir. Anılan madde hükmü doğrultusunda ilgili davada aşağıda yer alan şartların taşınması gerekmektedir.
a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.
b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.
c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.
ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.
Davacı, yabancı bir ülkede verilmiş bir hükmün Türkiye’de geçerli olabilmesi için gerekli olan belgeleri sunmalıdır. Tenfiz dilekçesinin ekine yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ve ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi eklenmelidir.
Bu tür davalar, uluslararası hukukta da önemli bir yere sahiptir. Türk mahkemeleri, tanıma ve tenfiz davalarında, yabancı bir ülkede verilmiş hükmün Türk hukuku ve kamu düzeni ile uyumlu olup olmadığını da dikkate alır.
Büromuzun temel çalışma alanlarından bir tanesi de tanıma ve tenfiz davası olup, ALPAGU HUKUK BÜROSU bu alanda da ekibi ile birlikte müvekkillerine hizmet sunmaktadır.